1925 Yılında Başlayan Yeni Yayınlar

0
44

1925 yılında, İstanbul Âsâr-ı Atika Müzesi’nin Eski Şark Eserleri Şubesi uzmanlarından Eckhard Unger, “Die Reliefs Tiglatpilesers III. aus Arslan Tash” adlı eserini yayımlamıştır. Bu kitap, Arslan Tash’tan çıkan Asur Kralı III. Tiglatpileser’e ait kabartmaları bilimsel olarak tanıtan önemli bir çalışmadır.

Eski Şark Eserleri Rehberi

1926 yılında, yine Eski Şark Eserleri Şubesi’nde görevli konservatörlerden Essad Nasuhi, Fransızca olarak hazırladığı “Musées des Antiquités Assyro-Babyloniennes” adlı rehberde, müzede yer alan on bir salondaki eserleri tanıtmıştır. Bu rehber, ziyaretçilere sunulan ilk kapsamlı tanıtım kitaplarından biridir Gustave Mendel ve Müze Yayıncılığına Katkısı.

Kadim Asur Yazıtları Üzerine Bir Çalışma

Aynı yıl içinde, Almanya’nın Giessen Üniversitesi öğretim üyelerinden Julius Lewy, “Keilschrifttexte in den Antiken Museen zu Istanbul – Die Altassyrischen Kültepe bei Kaisarija” başlıklı Almanca bir katalog yayımlamıştır. Bu çalışma, Kayseri civarındaki Kültepe kazılarında bulunan eski Asur çivi yazılı tabletleri tanıtmaktadır ve toplamda 160 esere yer vermektedir. Hem arkeoloji hem de eski yazı araştırmaları açısından kıymetli bir kaynak olmuştur.

Fotoğraf Ağırlıklı Kataloglar Dönemi

1928 yılında, müzedeki eserlerin fotoğraflarını öne çıkaran yeni bir katalog serisi hazırlanmıştır. Bu dönemin ilk yayını, Alman uzman Martin Schede tarafından hazırlanmış olan “Âsâr-ı Atika Müzesinde Yunan ve Roma Devirlerine Ait Heykeltraşî Eserler” adlı katalogdur. İçeriğinde 50 fotoğraf bulunan bu eser, dönemin görsel ağırlıklı yayın anlayışını yansıtır.

Aynı dönemde Ernst Zimmermann, Topkapı Sarayı’ndaki Eski Çinî ve Porselenler üzerine 3 ciltlik bir katalog hazırlamıştır. Her cilt farklı bir koleksiyonu tanıtmış ve zengin fotoğraf içeriğiyle dikkat çekmiştir. Bu çalışmalar, müzenin yayın politikasında yeni bir görsel belgelemeye geçildiğini göstermektedir Turkey Private Round Tour.

Müze Yayıncılığında Erken Rehber Niteliğinde Bir Eser

Müze-i Hümayun’un erken dönem yayınlarından bir diğeri, Osman Hamdi Bey’in damadı, Sanayi-i Nefise Mektebi sanat tarihi hocası ve Divan-ı Umumiye Mektupçusu Mehmed Vahid Bey tarafından yazılan “Reh-nüma” adlı rehberdir. Bu eser ilk kez Rumi 1330 (1914) yılında yayımlanmış, daha önceki baskıları (Rumi 1319 ve 1325) ise günümüze ulaşmamıştır.

Rehberin önsözünde, dönemin müze müdürü Halil Edhem Bey, eserin müzeyi ziyaret edenlere kolaylık sağlamak amacıyla hazırlandığını belirtmiştir. Toplam 154 sayfadan oluşan Reh-nüma, müzenin salonlarındaki eserleri tanıtmakta ve son kısmında bir “Lügâtnâme” (sözlük) sunarak bu alanda bir ilki gerçekleştirmektedir.

Süreli Yayınlara Geçişin İlk Adımları

Bu dönemde dikkat çeken bir diğer gelişme ise, artık müzenin düzenli ve süreli bir yayın dizisine geçmeye başlamasıdır. Böylece, bireysel kataloglar ve rehber kitapların yanı sıra, akademik sürekliliği olan yayınlar da müze faaliyetlerine dâhil edilmiştir. Bu gelişme, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş dönemindeki bilimsel mirasın kurumsallaşmasına katkı sağlamıştır.

Bu dönem, İstanbul müzeciliğinde bilimsel yayıncılığın çeşitlenmeye başladığı, görselliğin ve rehberlik anlayışının ön plana çıktığı bir evredir. Müze, yalnızca eserleri sergilemekle kalmayıp, aynı zamanda onları belgeleyen ve tanıtan bir araştırma merkezi kimliğine bürünmüştür.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz